6 Eylül 2011 Salı

Seninle olmak var yaaa... Minik oğlum Ata'ya İthafen...



Sıcak bir Eylül sabahına uyanmıştık... Üstelik Ramazan bayramının 1.günüydü...

Senin gelmene daha 1ay var diye düşünüyorduk, işte tamda o gün herkes tatlı tatlı bayram telaşındayken bizde de farklı bir telaş ve heyecan vardı hastane telaşı.

Doktorum her
zamankinden farklı bir şey söylüyordu ve seni bekleme sürecine hastanede devam edeceğimizi anlatıyordu. Babanla ben birbirimize baktık ve 7 yıldır geçirdiğimiz bayramlardan çok farklı bir bayram geçirdiğimizi düşündük üstelik aradığımız büyüklerimizde şaka yaptığımızı düşünüyordu ta ki hastaneye gelip bizi görene dek..

Her şey muhteşemdi aslında seni beklemek; kavuşacağımız günü düşlemek; hemşirelerle 1hafta boyunca arkadaş olmuştuk, onlarda bana hep senin nasıl gelebileceğini anlatıyor yanımda destek oluyordu ve sürekli kalp atışlarını dinliyor, stresini ölçüyorduk.

Tam 7 gün sonra doktorum gelip ertesi gün seninle tanışma vaktimizin geldiğini bildirdiğinde, içimi çok acayip bir heyecan kaplamıştı çok iyi hatırlıyorum, o akşam oda süslemeleri gelenlere ikram edileceklerin hazırlanması ve senin mis kokulu kıyafetlerinin çantalarından çıkarılması ile herşey tamam gibi görünüyordu bir tek sen gelecektin ve her şey tamam olacaktı..

Veee 16 Eylül sabahı erkenden uyandık güne; tabi bizimle birlikte tüm aile eşrafı :))

saat

10:00...

12:00...

15:00...

....

vee

nihayet

17:00

işte seenn senn geldinnn hoşgeldinnnnnn bebeğimmm

ilk sesini duyduğumda gözlerim doldu, içimdeki heyecan yerini bambaşka bir duyguya bıraktı biran önce kokunu duymak seni sarıp sarmalamak istiyordum

Vee işte kapkara gözlerin pamuk gibi tenin bembeyaz şapkan ve kıyafetlerinle küçük bir melek gibi karşımdasın, ve
sen seni bekleyen herkesle karşı karşıyasın...

1yıl ne kadarda çabuk geçti

Seni beklemekte, sana kavuşmakta, sana bakmakta, kısacası seninle olmak var yaaaaa yeniden doğmak var yaaa.... bu dünyada ki her şeye bedel ...

İyi ki Doğdun, İyi ki bizim bebeğimizsin, iyi ki varsın bebeğim

Birlikte nice uzun sağlıklı mutlu yıllaraaa....












29 Haziran 2011 Çarşamba

Küçük çocuk...


Küçük bir çocuğu kucağına alıp bize yer veren amca neler dedi inanamadım;
küçük cocuk 5 yaşında annesi onu daha küçücük bebekken terk etmiş,
devlet himayesi altına almak istemiş ama amca demiş ki vermem ben çocuğumu aferin amcaya vermemişte o bakıyor hala çocuğuna, devlet bi çok ihtyacını karşılıyormuş
anneside kendi annesinin yanındaymış hayatları dramatik kısacası boşanmalar ve süreçleri...

Küçük çocuk Ata' nın yanına yaklaşıp çocukluğunun verdiği heyecanla bizimkinin oyuncaklarıyla oynamaya başladı , büyük olmanında verdiği hevesle Ata'yı güldürmeye ilgisini çekmeye çalıştı.

Daha çok masum, küçücük onunda elleri...

Düşündümde o anda; ben Ata' yı kendimin olmadığı hiçbiryere göndermiyor, bırakamıyorken nasıl olur da başka bir kadın özellikle anne olan bir kadın yavrusunu bırakır herşeyden vazgeçilir de bebeğinden geçilir mi bu sorunun cevabı bende kesinlikle "hayır"

Madalyonun başka bir tarafı da var tabi çocuğun bir yanı çocuksu duygularıyla annesini babasıyla evlendiği gün çekilen video kasetlerinden de olsa görmek istiyormuş, bir yanıda küçücük yaşta olgunlaştırılan kalbiyle büyüdüğü zaman annesine bunun cezasını vermek kendi elleriyle ..


Bu kısacık yolculuk esnasında duyduklarıma;


şaşırdım...


üzüldüm...

20 Haziran 2011 Pazartesi

ENGELLERİ KALDIRDIK MI? HİÇ SANMIYORUM




Hep merak etmişimdir..

Neden apartmanlardaki girişlerde sadece merdiven var, hepimizin eli ayağı düz mü?

Ya da neden kaldırımlardaki alışveriş arabaları ya da bebek arabaları için yapılan o küçük rampalar hep taşlık ve bozuk, bebek arabaları sürekli zıplamaya mı ayarlı

Alışveriş merkezlerindeki alışveriş arabası ya da tekerlekli sandalye için yapılan szöde geniş o rampalar neden hep kaygan taşlardan, acaba A.V.M lere girerken buz patenimi yapmak isteriz

Raylı sistemin istasyonlarındaki asansörler neden bu kadar yavaş, özürlü ya da yaşlı insanların da vakitleri nakit değil midir?

Yine A.V.M lerdeki yürüyen merdivenlerden bebek arabası çıkamıyorsa, neden asansörler çok küçük ve insanlar hep bebek arabasının önüne geçer, bebekli ebevenylerin gezmemesi mi gerekir?

Bazı büyüklerimiz engelleri kaldırdık dedi ya aklıma takıldı benimde arabasız dışarıya çıkışlarda yaşadıklarımı düşündüm de

bence ENGELLERİ kaldıramadık bunun içinde bir fırın ekmek yemek gerekiyor desem hiçde abartı olmaz .


ENGELLERİ KALDIRDIK MI? HİÇ SANMIYORUM

14 Haziran 2011 Salı

Değişen Hayatıma...

"Zamanı geldiğinde bu yazıları okuması dileğiyle bebeğim Ata'ya ithafen"

Önceleri sadece bir heyecandan ibaret olan annelik; daha sonraları benim için uzun soluklu bir maceraya dönüştü,

Bir şeyden çok eminim, bugüne kadar ne kadar boş yere üzülmüş ve ne kadar boş yere küskünlükler yaşamışım

Ata ile birlikte hayata bakış açım tamamen değişti ve ben 30 lu yaşlarımı yaşarken artık farklı biriyim..

Birileri söylediğinde inanmadığım o kadar çok şey var ki şimdilerde taviz verdiğim;

Bunların en önemlisi geç saatlere kadar uyku, tabi bebeğinizin yüzündeki tek bir tebessüm ve size o anda herhangi bir nedenden ihtiyacı olduğunu hissettiren bir bakışı annelik içgüdülerinizle anında hazır ola geçmenizi sağlıyor..

Değişen hayatınıza bebeğinizin istekleri yön verir oluyor artık ve büyük bir inançla sizde sadece ona adapte oluyorsunuz
Sonraları da günler akıp geçerken birde bakmışsınız ki yıllar öncesinde anne olmuş gibi hissetmeye başlıyorsunuz hayatınızda hep varmış gibi bebeğiniz ...

Kısacası artık hayat önce bebeğiniz ve sonra siz oluyor

Ben değişen hayatımdan çok özlediğim ve heyecanla beklediğim bebeğime kavuşmuş olmakla çok mutluyum

Ve eminim ki her şey çok daha güzel olacak...