2 Ağustos 2007 Perşembe

Kırgın Perşembe

Kısacık değil mi yaşadığımız hayat ne gerek var ki birbirini kırmaya
Ya da ne gerek var ki ufacık ricaları kırmaya

Hani derler ya “perşembenin gelişi çarşambadan belli olurmuş” diye
Dün gece başladı perşembenin kasveti, dün gece başladı sıkıntıları…
Ben uyumak istesem de uyumadı gözlerim ;”kalk” dedi içimden bir ses “yatma”
Git dedim başımdan içimdeki sese
Ama gitmedi
O sesi dinlemiştim bilgisayarımın başında oturuyordum işte sabaha yakın bir saate kadar ne yapacağımı bilmez gözlerle bakıştık bilgisayarla

Neler geçti aklımdan neler

27yaşındaydı kuzenim vefat ettiğinde, ağabeyim 30, ve daha başka başka insanların bir çok yakını belki de gencecikti.
Daha neler vardı hayatta yaşanması gereken ama yaşayamadı onlar ne yazık ki yaşayamadı

Sanki sen iyi insansın diye hiçbir şeye kırılamaz üzülemezsin sadece karşı tarafta sanki iyilik melekleri ama hayır yeter artık yeter iyi insan olmayı istememeye başladım
Sonucunda hep kırılıyor hep üzülüyorsun
Nedense şans hep kötüden çirkinden yana iyilik melekleri de öyle ağız birliği yapmışlar benden ne istediklerini anlamadım

Bu kaçıncı kırılış hikâyem, bu kaçıncı kendi gelemeyişim

Şuanda fonda bir şarkı çalıyor Yeliz “Ağla Kalbim”
Eğer bu şarkıyı sadece karşı cins için dinlemiyorsanız çok anlamlı çok yürekten söylemiş “Yeliz “ helal olsun

Haletiruhiyeme nasılda dokundu şarkı nasılda iyi geldi biraz rahatladım sanırım
Şarkının en çok yüreğime dokunan yeri

Benim seni çok sevmem kendimle ilgili”
”Bana biraz zaman ver yaralarım çok yeni
“Kabahat sende değil ki bu benimle ilgili”

Hiç yorum yok: